Haber

ÇEVKO Vakfı 2023 Yılının İkinci Röportajı İklim Krizine İlişkin “Yapılması Gerekenler” ve “Yapılmaması Gerekenler” Yapıldı

ÇEVKO Vakfı Söyleşileri 2023’te de devam ediyor. Küresel Isınma Kongre Komitesi işbirliğiyle,  ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Kümesi tarafından hazırlanan söyleşilerin bu yıl ikincisi “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikte Son Gelişmeler” başlığı altında gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Küresel Isınma Kongresi Komite Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katılımıyla gerçekleşen söyleşide; P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İlişkiler ve Medya Müdürü Kuşağı Kılıçal, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar, konuşmacı

ÇEVKO Vakfı, ÇEVKO Vakfı Söyleşilerinde iklim krizi konusunu tüm taraflarıyla tartışıyor. ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Kümesi’nin Küresel Isınma Sözleşmesi Komitesi iş birliğiyle hazırladığı söyleşilerin bu yıl ikincisi “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlik Konularında Son Gelişmeler” başlığıyla gerçekleştirildi. Zoom platformunda gerçekleştirilen söyleşinin moderatörlüğünü Küresel Isınma Kongresi Komite Başkanı Celal Toprak yaparken, söyleşinin sunuculuğunu ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer yaptı. 2023 yılında ikincisi düzenlenen “ÇEVKO Kuruluş Sohbetleri”nin konuşmacıları P&G Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Kurumsal İrtibat ve Medya Yöneticisi Kuşak Kılıçal, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu Bursa Uludağ Üniversitesi İklimi oldu Büyükelçi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’den Siyasi Partilerin Mutlaka Dikkate Alması Gereken 10 Madde

Moderatör Celal Toprak ÇEVKO Vakfı Sohbetlerinin değerine vurgu yaparak ilk sözü ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’e verdi. ÇEVKO Vakfı’nın 30. kuruluş yıldönümü çerçevesinde 2021 yılında başlayan ve üçüncü yılına giren söyleşilerin toplumda farkındalık oluşmasına katkı sağladığını söyleyen Mete İmer, şöyle devam etti: “Önümüzde genel seçimler var. Bu vesileyle bir sivil toplum kuruluşu olarak çevre ile ilgili siyasi partilere bazı öneri ve çağrılarda bulunmak istiyorum. Özellikle çevre konusunda kamu otoritesi kuracak siyasi partilerin sivil toplumu dinlemesi ve onlarla birlikte çalışması başarı için çok önemlidir. ÇEVKO Vakfı olarak “Cumhuriyetin 100. Yılında Çevre Politikası Önerisi” hazırladık. Çevre çok geniş bir alandır. ÇEVKO Vakfı olarak öncelikli konumuz olan İklim Krizi’ne karşı alınması gereken önlemleri uzun süredir çeşitli vesilelerle konuşuyoruz. Bu konunun değerini tüm siyasi partilere hatırlatmak için iklim krizi ve çabasına ilişkin geliştirdiğimiz 10 maddeden oluşan teklif paketimize kısaca değinmek istiyorum. Bildiğiniz gibi iklim kriziyle mücadele kapsamında Paris Anlaşması’nı kabul ettik ve ülke olarak “2053’te Karbon Nötr Olma Hedefi” belirledik. İlk önerimiz BM’ye verdiğimiz ulusal katkı beyannamesinin güncellenmesi ve daha tezli hale getirilmesiydi; Bu kapsamda 27. BM Taraflar Konferansı’nda emisyon artışında yüzde 21 azalma olan hedefimiz, artışta yüzde 41 azalma olarak güncellendi. Ancak 2053 yılına kadar Karbon Nötr olabilmemiz için bunu mutlak bir azaltım hedefi haline getirmeye yönelik çalışma öneriyoruz. İkinci önerimiz ise İklim Kanunu ve gerekli yasal düzenlemelerin bir an önce yasalaşarak hayata geçirilmesi. Bu alanda çok hazırlık yapıldığını biliyoruz, biz de bu çalışmalarda yer aldık ama vakit kaybetmeden hayata geçirilmeleri çok değerli. Üçüncü; bu yasal düzenlemelere bağlı olarak Emisyon Ticareti Sistemi veya benzeri prosedürlerle ülkemizdeki artık karbon emisyonlarına bir sınır, fiyat koymak. Dördüncü; aşamalı olarak elektrik üretiminde kömür kullanımını aşamalı olarak ortadan kaldırma planı. Bu konuda ilgili kişilerden pek bir şey duyamıyoruz. Güç güvenliğimizin değerli olduğu âdettir ama tüm dünyanın bu tarafta hareket ettiğini göz önünde bulundurarak bu konuda da bir plan yapılmasını öneriyoruz. Beşinci; ormanların ve diğer karbon yutaklarının yeniden üretimi için yeniden planlayın ve uygulayın. Bu konuda da değerli çalışmalar var ve devam ettirilmesi gerekiyor. Altıncı olarak, binalarda, endüstride ve ulaşımda güç verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerjiye geçişi daha tartışmalı hale getirmek değerlidir. Yenilenebilir enerji, kapasite açısından aslında hidrolik enerjiyi de düşünürsek ülkemiz yüzde 50’yi geçmiş durumda. Bu iyi bir sonuç. Önemli bir kapasitemiz var ama ülkenin potansiyeli doğrultusunda bunu daha da ileriye götürebiliriz. Güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinin yanı sıra yeşil hidrojenden de faydalanabiliriz. Bu konuda yatırımların ve çalışmaların devam etmesi değerlidir. Yedinci olarak, enerji ve endüstriden kaynaklanan emisyonların yanı sıra ulaşım, binalar, tarım ve atıklardan kaynaklanan emisyonların azaltılması değerlidir. Sekizinci önerimiz, iklim değişikliğine uyum konusunda bölgesel ölçekli plan ve çalışmaların yapılması ve uygulanmasıdır. Bu konuda çeşitli illerde de çalışmalar başladı ama bu çalışmaların ülke geneline yayılması, benimsenmesi ve sahiplenilmesi çok değerli çünkü artık iklim değişikliğinden kaçışımız yok. İklim değişikliğine uyum sağlayacak önlemleri mutlaka almamız gerekiyor. Tüm bunları gerçekleştirmek için önemli bir mali kaynağa ihtiyaç var ve bu muhtemelen işin en zor kısmı. Dokuzuncu önerimiz, kamu, özel, ulusal ve uluslararası fonlardan mali kaynak sağlamak için işbirliği içinde çalışmaktır. Onuncu ve son olarak, toplumda iklim krizi konusunda farkındalık yaratmak ve alışkanlıkları değiştirmek için ulusal bir kampanya başlatılıp sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. İklim krizi riski yüksek olan Türkiye için belirlediğimiz 10 unsurdan oluşan bu tekliflerimizle sizleri yeniden davet ediyoruz. Kapsamı oldukça geniş olan “Çevre”nin diğer konuları da değerlidir. Bu bahisler, iklim değişikliğinin yanı sıra atık yönetimi, su kalitesi, hava kalitesi, gürültü, yatay mevzuat, kimyasallar gibi birçok alt başlıktan oluşuyor. Bu konularda da yapılması gerekenler var. ÇEVKO Vakfı olarak “Atık Yönetimi” bizim için bir öncelik çünkü bu alanda uzmanlaşmış bir kuruluşuz çünkü dünyanın döngüsel ekonomiye doğru ilerlediği günümüz dünyasında atığın çöp değil kaynak olduğunu tüm dünya konuşuyor. buna değer verilmelidir. Bu, Yeşil Anlaşma ve AB ile yaptığımız sözleşmelerle yakından ilgilidir. “Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu” aslında atıkların kaynağında farklı toplanması ve geri dönüştürülmesi için AB’de 20-30 yıldır uygulanan bir model. , ama sonra onu terk ettik. Siyasi partilere, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğunun ülkemizde bir finansal model olarak tüketim sonrası atıkların geri dönüştürülmek üzere farklı kaynağında toplanması için kullanılabilecek etkin bir yöntem olduğunu hatırlatmak isteriz; Sizleri ülkemizde bu modeli yeniden kurmaya davet ediyoruz.”

Üniversitelerin ve Gençlerin ÇEVKO Vakfı Söyleşilerine Katılımı Çok Önemli

ÇEVKO Vakfı Sohbetlerine üniversitelerin ve gençlerin katılımının önemine vurgu yapan Mete İmer, “Üniversitelerimiz, öğrencilerimiz ve sanayi kuruluşlarımız ile bu söyleşileri yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sanayisiz toplum olmaz ama gençlerimiz bilinçli bireyler ve tüketiciler olarak sanayi kuruluşlarını çevre konusunda her zaman uyarmamız gerektiğini düşünüyor. Bireyler, tüketiciler olarak taleplerimiz değişirse, endüstri uyum sağlamak zorunda kalacak. Önde gelen sanayi kuruluşları, sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle mücadele konularında şimdiden çalışmalarına başladı ve bu konuda örnek teşkil ediyor. Bunu diğer ekonomik işletmeler takip edecek. Hukuk kuralları ve yasal düzenlemelerin uygulanması açısından da kamu otoritesini önemsiyorum. Kısacası, gezegenimizi yeniden kurtarmak bizim elimizde. Bilimsel gelişmeler ışığında güzel bir gelecek mümkün” dedi.

P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İrtibat ve Medya Yöneticisi Generation Kılıçal: “NASA ile Ürün Geliştiriyoruz”

“Türkiye’de 10 evin 9’undayız” diyen P&G Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Kurumsal Bağlantıları ve Medya Yöneticisi Kuşak Kılıçal, kullanıcılarını nasıl bu ekosistemin bir parçası haline getirdiklerini ve onları nasıl “İklim Elçisi” yapmaya çalıştıklarını anlattı. ”: “Mete Bey’in dediği gibi 10 maddede enerji tasarrufu hakkında bilgi vermek istiyorum. Kullanılan elektriğin %30’u konutlarda tüketilmektedir. Su ve elektrikle kullanılan banyo ve mutfaklar için de çalışmalarımız var. Bu nedenle evde kullanılan güç bizi çok ilgilendiriyor. P&G olarak her yıl 20 binden fazla araştırma yapan bir şirketiz. Bu araştırmalar sayesinde tüketicilerin kullanım alışkanlıklarını ve bakış açılarını anlamaya çalışarak çalışmalar geliştiriyoruz. Analiz ayrıca elektrik ve su kullanımına odaklanmamız gerektiğini söylüyor. Örneğin Fairy ön yıkama alışkanlığına son vermek için çok önemli çalışmalara imza attı. Bu doğrultuda bağlantılar kuran ilk markalardan biriyiz. Kullanıcıların alışkanlıklarını değiştirmeyi amaçladık. Ayrıca Fairy Power Spray’i geçen yıl alışkanlıklarından ve ön yıkamadan vazgeçmeyen kullanıcılar için piyasaya sürdük. Yerli tüketimi yüksek olan işler söz konusu olduğunda kullanıcıları bu yönde bilinçlendirmenin öneminin bilincindeyiz. Ariel ve Alo markalarımızda da benzer bir çalışma yapıyoruz. Çamaşırhanedeki ayak izinin yüzde 60’ı kullanım alışkanlıklarından geliyor. Ancak Türkiye’de tüm çamaşırların 30 derecede yıkanması, 6 milyon hanenin bir yıl boyunca elektrik tasarrufu yapması anlamına geliyor. 2021 yılında NASA ile yaptığımız bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Uzaya giden astronotların kıyafetlerini nasıl yıkadığını hiç düşündünüz mü? Uzun süre giyerler ve sonunda yanarlar. NASA iş birliği ile uzayda kıyafetlerin nasıl yıkanabileceğine yönelik çözümler bulmaya odaklandık. Öncelikle lekeyi çözmek için silikon kullanılmamalı ve deterjanın tamamı parçalanabilir elementlerden olmalıdır. Ayrıca soğuk suda performans göstermesi gerekiyor.

İyi haber şu: Çok az su kullanan, hafif ve çok soğuk suda yıkanmayı mümkün kılan Tide Infinity, sadece uzayda kullanılmayacak. Biz de bu teknolojileri tüketicilere sunuyoruz. Uzayda işe yaradığını kanıtlayan deterjan, dünya için çevre dostu ve daha az kaynak kullanan çözümler sunacak. Dünyada da kullanılması planlanmaktadır. Dünyada elektrik ve su tasarrufu ile sürdürülebilirliğe güçlü katkı sağlayan çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu: “Çocuklara Sürdürülebilir Bir Gelecek Bırakabilir miyiz?”

Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi – Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. bu dünyada yaşamımızı sürdürmek. Arz ve talep uyuşmuyor. Gezegenin sundukları azalırken, talebimiz artıyor. Su azalıyor. İklim düzenlenemez. Türler kayboluyor. Tüm bu kaynakların kendini yenileme hızı bizim tüketim hızımıza yetişemiyor. Biyoçeşitlilik alarmda, ancak gündemimizde daha fazla İklim Krizi var. Net sıfır hedefleri koymaya başladık ama biyoçeşitlilik için hedef bile koyamıyoruz. Burada biraz iklim üzerinden gideceğim. Net sıfır nedir? Yutak yoluyla ne kadar emisyon salınır ve ne kadarı emilir? Stabil ise net sıfırdan bahsedebiliriz. Ancak, bir boşluk var. 59 milyar ton sera gazı atmosfere salınıyor! Başta güç kaynağı olmak üzere ulaşım, endüstri ve binalardan kaynaklanan emisyonlar nedeniyle net sıfırdan çok uzaktayız. Üstelik lehimize çalışan kırlangıçları aleyhimize çeviriyoruz. Örneğin ağaçları kesiyoruz. Mete Bey çok güzel söylemiş bunu siyasetçilerden ilk istememiz gereken şey bu. Çocuklara yaşanabilir ve sürdürülebilir bir gelecek bırakabilir miyiz? Kurum ve kuruluşların sözlerine de uyulmalı; bunun bir ödülü olmalı. 2100 yılı sonuna kadar bu sözler verilir ve tedbirler alınırsa 1.5-2 derece sıcaklık artışı sınırının altına girmiş olabiliriz. Türkiye aslında 2038 yılına kadar emisyonlarını artıracağını söyledi. Artışı azaltacağını belirtti. Net sıfır demek kolay değil. Tüm emisyonları kapsadığından emin olacağız. Kendi sınırlarımızın dışında da düşünüyor muyuz? Yasal düzenlemelerimiz yerinde ve uygulanabilir mi? Emisyon Ticaret Sistemi ile bazı yaptırımlar gelecek, onları da bekliyoruz. Hem gezegensel hem de ulusal ölçekte yapacak işlerimiz var. Ülke olarak 564 milyon ton (karbondioksit eşdeğeri) emisyonumuz var. Bireysel karbon ayak izimiz yılda 6,7 ​​tondur (karbondioksit eşdeğeri). 1990’da 4 tondu, bu pahalı.! Geçen yıl 6.3 idi. Kademeli olarak artıyor. 1990’da kırlangıçlarımız o zamanki emisyonların yüzde 25’ini yutabiliyordu. 2020’de bu rakamın yüzde 10,86’ya düştüğünü görüyoruz. Dolayısıyla net sıfırdan uzaklaşıyoruz. Sadece ağaç dikerek net sıfıra ulaşmamız mümkün değil. Büyütmek değil dengelemek sözün konusu olmalıdır. Gerekirse “küçüleceğiz”. BM’nin daha fazla yaptırım gücü olmasını diliyorum. Kullandığımız saf elektrik yüzde 50 civarında. Elektrifikasyon sanayi kuruluşları için değerli bir adım ama yapılması gerekenler bununla da bitmiyor. Öte yandan mevcut kapitalist sistem içinde döngüsel ekonomi bence bir ütopya. Döngüsel ekonomi, daha az satın alın, daha az hammadde kullanın, işiniz bittiğinde kullandığınız hammaddeyi atmayın, tekrar tekrar kullanın der. Kaynağın artık mevcut olmadığı, hammaddenin tükendiği ortaya çıktı. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Eko tasarım diye bir kavram var. Çevre için tasarlamaktan, güçlü işler tasarlamaktan yola çıkar. Yani eserler çabuk bozulmasın, daha çok tüketilsin ama sağlam eserler demode olmasın diye kurallar koyuyor… AB aslında Yeşil’in telaffuzuyla bir zihniyet dönüşümü gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Uzlaşma.”

Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar: “Gençler Olarak Her Alanda Daha Aktif Olmak İstiyoruz”

Bursa Uludağ Üniversitesi İklim Elçisi ve Sürdürülebilir Kampüs Öğrenci Topluluğu Üyesi Simge Çağlar, Çevre Mühendisliği son sınıf lisansüstü öğrencisidir. Söyleşiye üniversitelerinin Sürdürülebilir Kampüs Topluluğu’nun bir üyesi ve İklim Elçisi olarak katılan Çağlar, gençlere bir konuşma yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek çalışmaları hakkında bilgi verdi: “Çöpten çöpe birçok etkinlik gerçekleştirdik. Modası Geçti etkinliğinden yürüyüşlere, Sürdürülebilirlikle Buluşuyoruz etkinliğinden Elektrik ve Elektronik Atık Toplama Günü’ne kadar. Projelere imza attık. Paydaşlarla düzenli toplantılar yaptık ve araştırma raporları yayınladık. Haber ve röportajlarla kamuoyunun dikkatini konuya çekmeye çalıştık. Gençlerin çevresel ve sosyal haklarını birinci elden aktarabilmeleri için çalışmalar yürütüyoruz. Siyasette ve uygulamalarda aktif rol almak istiyoruz. Devletin ve vakıfların teşviki de değerlidir. Birçok farklı kesimden arkadaşlarımızla bir toplantıya geldik ve bu faaliyetleri birlikte yürüttük. Çevreyi önemsemeyen sanayi kuruluşlarının olmasından şikayetçiyiz. Çevre hareketleri devam ediyor ama biz ekonomik olarak kirletenlerin desteklendiği bir sistem istemiyoruz. Mahalle siyasetinin değişmesini istiyoruz. Sanayi kuruluşlarının genç bir zihniyet ve çevreci bir zihniyetle yönetilmesini istiyoruz. Öğretmenler, sanayiciler, yere çöp atmayan veliler, her bireyin katkısı söz konusudur. Böylece sürdürülebilir ve saf bir çevre oluşturabileceğiz.”

ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Kümesi’nin Küresel Isınma Kongresi Komitesi iş birliğiyle hazırladığı “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlik Konularında Son Gelişmeler” başlıklı ikinci söyleşiyi de ÇEVKO Vakfı YouTube kanalından izleyebilirsiniz:

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

cobanlar-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort